İran’ın İsrail’e düzenlediği son taarruz, dünya genelinde savunma sistemlerinin geleceği hakkında değerli sorulara yol açtı. Pekala, İran bu akında nasıl oldu da İsrail’in gelişmiş hava savunma sistemi Demir Kubbe’yi aşmayı başardı? Karşılık, İran’ın cephaneliğine kattığı yeni bir silah cinsinde yatıyor: hipersonik füzeler.
İRAN’IN DEMİR KUBBE’Yİ DELMESİNDEKİ PLAN
İran’ın uyguladığı taktik, şaşırtan bir zekâya işaret ediyor. Atağın birinci kademesinde, nispeten yavaş hareket eden konvansiyonel füzeler ateşlendi. Bu atak, Demir Kubbe sistemini meşgul etmek ve dikkatini dağıtmak için tasarlanmıştı. Sistem, bu füzeleri etkisiz hale getirmekle uğraşırken, İran’ın asıl silahı olan hipersonik füzeler, gayelerine yanlışsız yüksek süratte ilerlemeye başladı.
HİPERSONİK FÜZELERİN YIKICI GÜCÜ
Hipersonik füzeler, ses suratının beş katından daha süratli hareket etme yeteneğine sahip, son derece hareket kabiliyetli silahlardır. Bu özellikler, onları mevcut hava savunma sistemleri için neredeyse kaçınılmaz bir tehdit haline getiriyor. Demir Kubbe üzere sistemler, bu tıp süratli ve hareket kabiliyetli amaçları durdurmakta zorlanabiliyor.
DÜNYA SAVUNMA SİSTEMLERİ İÇİN YENİ BİR ÇAĞ
İran’ın bu saldırısı, dünya genelinde savunma sistemlerinin tekrar kıymetlendirilmesine neden oldu. Ülkeler, hipersonik tehdide karşı tesirli tahliller geliştirmek için yeni teknolojiler ve taktikler üzerinde çalışıyor. Bu durum, silahlanma yarışında yeni bir devrin başlangıcını işaret ediyor.
İran’ın İsrail’e düzenlediği akın, hipersonik füzelerin çağdaş savaş alanlarındaki kıymetini bir sefer daha gözler önüne serdi. Bu çeşit silahlar, klasik hava savunma sistemleri için önemli bir meydan okuma oluşturuyor ve dünya ülkelerini yeni kuşak savunma tahlilleri geliştirmeye zorluyor.