ADANA (İGFA) – Adana Müze Kompleksi, şenlik için özel olarak hazırlanan stantlardan “Matraki: Bir Osmanlı Yıldızı’’na mesken sahipliği yaptı. Matrakçı Nasuh’un “Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn-i Sultân Süleymân Hân” yapıtındaki menzil rotası ile Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin emsal noktalarından yola çıkarak hazırlanan stant, Kent Müzesi’nde sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Stantta klasik ve çağdaş sanat disiplinlerinden, klasik minyatür, çizgi, çini, çağdaş minyatür ve fotoğraf alanlarında eserler üretecek sanatkarlar Matrakçı Nasuh’un “Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn-i Sultan Süleyman Han’’ yapıtında yer alan kent fotoğraflarını sanatseverlerle buluşturdu.
Sanatını, organik kavramı üzerine kurgulayan Fulya Alışır’ın “Odyssey /Arayış” ismini verdiği standı ise şenliğin en farklı ve özellikli işi olarak ziyaretçilerin beğenisine Tarım Müzesi’nde sunuldu.
Adana Müze Müdürlüğü tarafından düzenlenen etkinliklerden biri de “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Takı Sergisi”ydi. Osmanlı Periyodunun tarihi ve kültürel zenginliğini yansıtan bir eser kümesi olan takılardan örnekler, etnografik eser niteliği taşıyan ve birinci defa sergilenen eserler, Osmanlı periyodundan günümüze uzanan takı kültürünün örnekleriyle şenlik ziyaretçilerini kültürel bir seyahate çıkardı.
HALUK LEVENT ADANA’YI SALLADI
Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin üçüncü gecesinde Adana’nın en büyük alanına sahip Adana Merkez Park’ı Haluk Levent adeta salladı. Konserde yediden yetmişe dinleyici konser alanı doldurmakla kalmadı alandan taştı, tüm parka yayıldı. Haluk Levent, Adana’da sevgi, coşku ve heyecanla kucaklandı. Sanatçı da bu ilgiye karşılık vererek, sahneden indi ve seyircilerin ortasına girerek, müziklerini onlarla söyledi.
Çocukluk yıllarını Adana’da geçiren Haluk Levent, kenti selamlayarak yaşamış olduğu anıları anlattı, Adana’nın kendisi için ne kadar özel ve manalı olduğundan kelam etti.
Sahneye çıkmadan evvel verdiği küçük söyleşide, Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin ülkemizin kültür ve sanat dünyasına değerli bir katkı sunduğunu söyleyerek, “Ben burdaysam, dinleyicilerim buradaysa, öbür günler öteki sanatçı arkadaşlarımız buradaysa, dinleyicileri geliyorsa, bu yalnızca bir konser üzere gözüküyor olabilir lakin Türkiye’nin her tarafından Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin ismini duyuyoruz. Öteki sanatçı arkadaşlarımız da biz de olacağız şenlikte diyor. Ben de sahne almaktan ötürü şanslı hissediyorum. Demek ki bir şeyler aşılmış…”
Haluk Levent portakal çiçeği kokusunda bu şenliğin yapılmasında daha hoş ve özel bir şeyin olmadığını vurguladı, “Dünyada bu türlü nefis bir iklim yok, koku yok” dedi.
ÇOCUKLAR SAHNEDEYDİ
Türkiye Kültür Yolu Şenliği’nin renkli atmosferine müzik dolu bir katkı da Çukurova Filarmoni Derneği Çoksesli Çocuk Korosu’ndan geldi. 1 Mart 1999 tarihinde elemeleri kazanan 52 çocukla Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası bünyesinde ve Çukurova Filarmoni Derneği himayesinde kurulan Çoksesli Çocuk Korosu Kültür Yolu Şenliğinde “100. Yıl Çocukları” isimli konserle dinleyiciyle buluştu. 25 yıldır hedefi çocuklara erken yaşta profesyonel manada müzik eğitimi vermek, Adana’da çok sesliliği tanıtmak ve sanat sevgisini aşılamak, hoş sanatlar liseleri ve konservatuar imtihanlarına hazır hale getirmek olan çoksesli çocuk korosunun süper konseri büyük alkış aldı.