CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Kilis’te Suriyeli mültecilerle görüştü. Toplantıda konuşan Suriyeli mültecilerin, Türkiye’deki hayat pahalılığından ve Zafer Partisi’nin telaffuzlarından yakınarak; “Biz buraya gelmek istemedik, zorunluluktan, hayat şartlarımız orada ortadan kalktığı için buraya geldik. Bize orada bir ömür imkanı sağlandığında elbette gideriz” dedikleri bildirildi. Kılıçdaroğlu’nun, bir Suriyeli mültecinin; “Bizi otobüslere koyup gönderecek misiniz” sorusuna, “Öyle bir şey yok. Orada sizlere bir hayat kuracağız” cevabını verdiği öğrenildi.
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dün Suriye hududunda bulunan Kilis’i ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, Kilis’te birinci olarak Ulusal Uğraş sırasında Gaziantep ve Kilis yöresinde yaşanan Fransız işgaline karşı çabada büyük rol oynayan “Karayılan” olarak bilinen Şahinbey’in anıtını ziyaret etti, karanfil bıraktı.
Kılıçdaroğlu’nun Kilis programı Sanayi ve Ticaret Odası üyeleriyle görüşerek başladı. Kılıçdaroğlu, Kilis Sanayi ve Ticaret Odası’nda yaptığı basın toplantısında Suriyeli mülteci problemine değinerek; “Bir; ırkçılık yapmıyoruz, herkesin kimliğine hürmetimiz var. İki; Türkiye’nin prestijini düşünüyoruz, o denli insanları bindirdik otobüse zorla gönderdik, onu da yapmıyoruz. Üç, göndereceğimiz insanın can ve mal güvenliğini sağlıyoruz. Dört, göndereceğimiz insan orada para kazanacak. Bizim fabrikalarda çalışacaklar, fiyatlarını alacaklar. Böylelikle herkesin mutlu olduğu bir sistem inşa edeceğiz” dedi.
Esnaf ziyareti sonrası Kemal Kılıçdaroğlu, Kilis Ziraat Odası’nda çiftçilerle bir ortaya geldi, onların problemlerini dinledi. Kılıçdaroğlu, çiftçilere Şanlıurfa’da kurmak istedikleri fiyatsız elektrik projesini anlattı ve bunun pilot uygulamasını Denizli’de bir belediye başlatacaklarını belirtti.
“Bu seçim Türkiye’nin baht seçimi olacaktır”
Kılıçdaroğlu, ziraat odası ziyareti sonrası sivil toplum kuruluşları temsilcileri, muhtarlar ve kanaat başkanları ile bir ortaya geldi. Kilis’te bir kültür merkezinde düzenlenen buluşmada Kılıçdaroğlu önümüzdeki seçimlerin kritik değer taşıdığının altını çizerek; “Her birinizin tarihin önünde sorumluluğu var. ‘Yeter’ diyeceksiniz bir noktadan sonra ‘Yeter Türkiye bu hale düşmemeli’ demeniz lazım. Bunu dediğiniz andan itibaren demokrasinin nasıl geliştiğini, Türkiye’nin nasıl büyüdüğünü göreceksiniz. Sandığa gittiğinizde önyargılarınızı bir tarafa bırakın, elinizi vicdanınıza koyun ve oyunuzu o denli kullanın. Zira bu seçim Türkiye’nin yazgı seçimi olacaktır” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun Kilis’teki son programında Suriyeli mültecilerle buluştu. Basına kapalı yapılan toplantıya faklı kesitlerden 50’ye yakın Suriyeli mülteci katıldı. CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur Suriyeli mültecilerin tercümanlığını yaptı, CHP Başkanı Kılıçdaroğlu’nun kelamlarını onlara aktardı.
“BİZE ORADA BİR ÖMÜR İMKANI SAĞLANDIĞINDA ELBETTE GİDERİZ”
Toplantıda konuşan Suriyeli mülteciler, Türkiye’deki hayat pahalılığından yakınarak; “Türkiye çok değerli, Suriye çok ucuz, bunu engelleyin” taleplerini Kılıçdaroğlu’na iletti. Suriyeli mülteciler Zafer Partisi’nin telaffuzlarından yakınarak; “Biz buraya gelmek istemedik, zorunluluktan, ömür şartlarımız orada ortadan kalktığı için buraya geldik. Bize orada bir hayat imkanı sağlandığında elbette gideriz” diye konuştukları bildirildi.
“Suriye’de sizlere bir hayat kuracağız”
Zafer Partisi’nin telaffuzlarından rahatsızlık duyan bir Suriyeli mülteci Kılıçdaroğlu’na; “Bizi otobüslere koyup gönderecek misiniz” diye sordu. Kılıçdaroğlu’nun, “Öyle bir şey yok. Orada sizlere bir hayat kuracağız” cevabını verdiği öğrenildi.
Kılıçdaroğlu, son olarak partisinin Suriyeli mülteciler hakkında hazırladığı planları anlattı. Kılıçdaroğlu, mülteci sıkıntısına ait Kilis Sanayi ve Ticaret Odası’nda yaptığı konuşmada bahsettiği tahlil yolunu tekrarladı. Kılıçdaroğlu, Kilis ziyaretinin birinci programında şöyle konuşmuştu:
“İlk yapacağımız işlerden birisi Suriye’nin yasal idaresi ile görüşmektir, karşılıklı büyükelçilikleri açmaktır”
“Millet İttifakı olarak iktidar olduğumuzda birinci yapacağımız işlerden birisi Suriye’nin legal idaresi ile görüşmektir, karşılıklı büyükelçilikleri açmaktır. Zira bir sorunu çözecekseniz sorunun muhatabı ile konuşmanız lazım. Hengame ederek çözemezsiniz. Karşılıklı, büyükelçiliklerimizi açacağız. Fakat bu, çabucak sorunun çözüldüğü manasına gelmez.
“Herkesin can ve mal güvenliği sağlanacak”
Buradan gidenlerin can ve mal güvenliklerinin sağlanması lazım. Tekrar savaş ortamında kendilerini bulmamaları gerekiyor. Bunun için de legal hükümetle oturulacak. Protokol yapılacak. BM gerekirse devreye konulacak. Herkesin can ve mal güvenliği sağlanacak. Kâfi mi? Bir şey daha yapmamız lazım.
“Hem biz kazanacağız hem Suriyeliler kazanacak”
Bizim; Gaziantepli, Kilisli çok sayıda iş beşerinin o bölgede fabrikaları vardı. O fabrikaların tekrar açılmasını isteyeceğiz, yine üretim yapmalarını isteyeceğiz. Hem biz kazanacağız hem Suriyeliler kazanacak. Bölge kazanacak. Hiç kimsenin de unutmaması gerekir. Bölgenin en güçlü ülkesi Türkiye’dir ve Türkiye dominant olarak bölgede bütün ekonomik gelişmeleri yönlendirebilir.
“Giden insanın; konutu olacak, yolu olacak, okulu olacak, işi olacak”
Böylece buradan giden insanın; meskeni olacak, yolu olacak, okulu olacak, işi olacak. Dilek ediyorsa, ülkemize turist olarak gelebilir. Daha evvel bütün lokantalar, bütün hudut uzunluğumuzda doluydu. Beşerler düğünlerini bile Hatay’da yaparlardı. Antep’te yaparlardı. Kilis’te yaparlardı. Birebir atmosferi yine sağlamak zorundayız.”
“Irkçılık yapmıyoruz, herkesin kimliğine hürmetimiz var”
Bir; ırkçılık yapmıyoruz, herkesin kimliğine hürmetimiz var. İki; Türkiye’nin prestijini düşünüyoruz, o denli insanları bindirdik otobüse zorla gönderdik, onu da yapmıyoruz. Üç, göndereceğimiz insanın can ve mal güvenliğini sağlıyoruz. Dört, göndereceğimiz insan orada para kazanacak. Bizim fabrikalarda çalışacaklar, fiyatlarını alacaklar. Böylelikle herkesin şad olduğu bir tertip inşa edeceğiz. İki yıl içinde biz bunları yapacağız. Bunun çok kolay olmadığının ben de farkındayım. Zira bölgede bizim dışımızda öteki ögeler da var. Amerika da var orada, Rusya da. Fakat biz Suriye’nin içiyle değil kendi hudut boylarımızda, bize Suriye’den gelen kardeşlerimizle daha çok ilgileniyoruz ve kendi ülkelerine gönderiyoruz.”